Sevginin Yolculuğu: Kalpler Arasında Bir Bağ Kurmak :(Rukiye Türkmen Köşe Yazısı)

 


Bir düşünce yolculuğuna çıkalım ve sevginin derinliklerine doğru bir bakış atalım...

Sevmek, insan deneyiminin en temel ve derin duygularından biridir. Sözlükteki tanımıyla sevgi ve bağlılık duymak, birine sevgiyle bağlanmak, gönül vermek veya şartları uygun bulmak gibi anlamlara gelir. Ancak bu tanımlar, sevginin gerçek derinliğini ve anlamını tam olarak ifade etmekte yetersiz kalır.

Sevgi, insanı bir şeye veya bir kişiye karşı yakın bir ilgi ve bağlılık duygusuna yönlendiren bir duygudur. Ancak bizim için sevginin anlamı daha derindir. Çünkü sevgi, sadece duygusal bir bağ değildir, aynı zamanda bir bağlılık, fedakarlık ve anlayıştır da.

İlk olarak, hayatta ilk kimleri ve neyi sevdiğimizi düşünelim. Belki ilk olarak ailemizi, annemizi ve babamızı sevdik. Onlar, bizi tüm benliğiyle, her koşulda ve karşılıksız olarak seven ilk kişilerdi. Anne-baba sevgisi, insanın yaşamında çok özel bir yer tutar; çünkü o, saf, koşulsuz ve sonsuz bir sevgidir.

Ancak zamanla, hayatta daha fazla kişiyi ve şeyi sevmeye başlarız. Arkadaşlarımızı, kardeşlerimizi, belki bir evcil hayvanı veya hatta bir hobiyi sevebiliriz. Sevginin çeşitleri ve yoğunlukları farklılık gösterebilir, ancak temelde hepsi insanın birbirine olan bağlılığını ve anlayışını ifade eder.

Toplumun en küçük yapı taşı olan ailede edindiğimiz sevgiyi yaşam boyu sürdürmek, günümüzde giderek zorlaşmaktadır. Modern yaşamın getirdiği hız, stres ve uzaklaşma, bazen sevgiyi korumak ve beslemek için engeller oluşturabilir. Ancak sevgi, hayatımızdaki en değerli hazine olduğu için ona değer verip, onu beslemek ve büyütmek önemlidir.

Sevgi, bir tür şifadır. Kalplerimizin derinliklerinde, sevgi tohumlarıyla beslenip büyüdüğünde, ruhumuzun derinliklerine iyileştirici bir dokunuş yapar. Sevmeyi ve sevilmeyi hatırladığımızda, hayatın anlamını yeniden buluruz. Ancak bu, çaba gerektiren bir süreçtir. Sevdiklerimizi kaybetmeden, onları sevebilmek ve sevilmenin değerini yeniden keşfedebilmek için çaba sarf etmeliyiz.

Can Yücel'in güzel bir sözüyle noktalayalım: "Küçükken annem yerde ekmek görünce yükseğe koy kuşlar yer derdi. Sevdiklerimizi hep yüksekte tuttuk, acaba kuşlar mı yedi?...





Yorumlar